Sabah saatlerinde fotoğraf çekmek için buluştuk Zafer Tekin'le, bilmiyoruz ki Ankara'da nereye gidilir, nasıl yapılır, neyin fotoğrafı çekilir, ama neyse ki, bir bilen olacak yanımızda. Ve düşüyoruz yola Ankara içinden güzel bir sohbet ile, Zafer Hoca önerilerde bulunuyor, şuraya gideriz, buraya bakarız, şurada dururuz diye, ben dinliyorum daha çok, bir yandan ikimizin gözü de yol kenarlarında yol boyunca, çünkü kuşlara meraklıyız, olur ya yol kenarında direklerde bir şahine rastlarız, ya da belki yol kenarı çalılarda ve küçük ağaçlarda ötücülere.
Sonra, konuşuyoruz ki, istikamet önce Beypazarı çöplüğü, oradan da Nallıhan kuş cenneti olacak, benim için farketmez, maksat fotoğraf heyecanı içinde bir günlüğüne de olsa iş-güç stresinden kurtulmak, Zafer Hocam bırakmış işi gücü koca gün, bana eşlik ve rehberlik ediyor, birlikte tutturuyoruz yolu yavaştan, sonra da göreceğim gibi, Nallıhan yaklaşık 160 km Ankara'ya, ama önce Ankara'ya yaklaşık 100 km uzaklıkta olan Beypazarı'na daha doğrusu Beypazarı çöplüğü'ne uğrayacağız.
Beypazarı'na varmadan yolda, yine Nallıhan kuş cennetini de kapsayan Sakarya havzası üzerinde, bir su kenarında duruyoruz. Dur diyor Zafer Abi, burada bir şeyler buluruz belki. Bu arada her ikimizde de 400mm lens var, ama ben lensi aldım alalı, 3-4 aydır sıkıntıdayım, çekemiyorum bu lensle fotoğraf diye, yok sağlam üç ayak yok, yok ben bu lensi sanırım kullanamıyorum duyguları içinde şikayet edip durmaktayım, orada deniyoruz lensleri değişerek, hay aksi , gerçekten de , benim makinamda çekmeyen lens, Zafer Tekin'in makinaya takınca bu kez orada adam gibi çekmiyor, arka alan çamur, fotoğraflar titrek, kesin bozuk bu lens deyip kenara koyuyoruz lensi, İstanbul'a dönünce kalibrasyona göndereceğiz diye. Sonrasında öğreneceğim ki, bütün problem kalitesiz bir UV filtreden kaynaklanıyormuş. Zafer Hoca sağolsun, veriyor 400mm'yi bana, gezi boyunca onunla çekimler yapıyorum. Sonrasında, Canon EOS 1Ds-Mark III ve Canon EF 400mm 2.8 IS USM L serisi lensle de çekimler yapma şansı yakalıyorum, ki bu hakikaten bambaşka bir duygu, kullandıkça farkediyorum.
Neyse lensimizin bozuk olduğunu varsayıp kenara koyduktan sonra, çamur çökek içinde bir iki çekim yapma ve bekleme yapıp, bir sonuç alamayınca, Beypazarı'na doğru tekrar yola koyuluyoruz.
Öğlen onikiyi biraz geçerken varıyoruz Beypazarı çöplüğüne, diyor ki Zafer Abi, burada şimdi,






Akbaba ve kuzgunlar derken, bir akkuyruksallayan görüyoruz çöplükte eşelenen ve kendince neşe ile gezen, hemen doğrultuyorum makinayı ve lensi ona doğru, Zafer Abi gah eğiliyor umuz üstünden alayım kuşu kadraja diye, gah sırtını dayanak yapıyor lens titremesin diye, gah araç ile manevra haline geçiyor güzel bir açı yakalayalım diye, gerçekten değiyor yine, daha önce beceremediğim güzellikte, kendi çekimlerim açısından en güzel çekimleri yaptığımı görüyorum, bu 400mm ne güzel lensmiş meğer abicim diye söylene söylene :)
(Devamı için Ankara Beypazarı ve Nallıhan İzlenimleri -2'ye bakınız...)






Hiç yorum yok:
Yorum Gönder